Kayıtlar

Aralık, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Uygarlığın ve Kişiliğin Temeli: Sorumluluk

 “Anaya ataya el kalkmaz, taş olursun. Dediğimi yapmazsan seni köşedeki ayakkabıcıya çırak olarak veririm, okuldan alıp. Sınırını bil, senden yaşlı ve uslu olanların dediklerine uy. Söz ver ve tut yoksa sana kimse inanmaz” Şimdi, burada görülen sözler genel kullanım düzeyine ulaşmış sözler, öğütlerdir. Buna karşılık büyüklerimizden bir şey istediğimizde şu tepkilerle karşılaştığımız çoktur: “Sen dediğimi yap, sonra bakarız. Söz vermiyorum ancak deneriz, fırsat olursa. Önce sen şu işi çöz, o istediğin sonra…” Ara sıra şöyle durumlarla da karşılaşırız: “Şimdi çok işim var, git başımdan Sırası mı şimdi, bunun? Ne halin varsa gör, Allah’ın belası” … Bunların tek tek üzerinde durulacak kadar geniş kapsamlı bir şeyler yazmayı düşünmüyorum, ancak bu tutumlar arasındaki çelişkiyi ortaya koymam gerek. Bu çelişkinin nedeni de bildiğimiz ancak umursamadığımız hatta korktuğumuz bir kavram: “ sorumluluk ” Toplumumuzda kişilerin üzerine en az düşündüğü ancak en küçük yaş