Kayıtlar

Mart, 2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Seçimlerin haklı galibi...

Resim
Öncelikle diyelim de aradan çıksın, seçimleri herkes kaybetti. Fakat seçimler hakkında hem muhalefet hem de iktidar aynı anda büyük bir başarı gibi bahsedecek ve gelecek seçimlere kadar karşı tarafı ezeceğini ima edecek söylemler kullanacaklar. Çünkü iki taraf da şu anki gidişatın tamamen dış güçlerin(!) oyununa gelmek olduğunun farkında değil. Bu oy oranları doğrudan genel seçime yansırsa, yeniden başarısız koalisyon dönemlerine geçeceğiz; çünkü AKP kaybettiği o %4.5 oyla aynı zamanda tek parti iktidarını da kaybetmiş oldu. Muhalefetten kendine bir ortak bulması gerek, Bu ortak BDP bile olsa yeterlidir. Ancak öyle iktidarını sürdürmeye devam edebilir. Öte yandan muhalefet bütünüyle birleşirse (MHP, CHP ve bunlara dışarıdan destek veren BDP gibi...) AKP iktidarını yitirecektir. Bu olasılıkları göz önüne almamızı sağlayan gerçek neden ise seçim barajı ve bu barajın işlevidir. AKP tek parti iktidarına getiren seçim barajı artık nerdeyse işlevini tamamlamıştır, barajın altı

Deliliğin Güzelliği

Resim
İnsanların acımasızlığını görüp de kendinin de insan olduğunu bilip kafayı yemeyen, ya kafasızdır ya arsız. Kafayı yiyip "kusmak öz ağzından kendi kafatasını", bu dünyanın yarattığı olgusal mide bulantısının geçici de olsa tek çözümü şu an...

O'nun Sanatı (Yokluğun matematiği)

Resim
0=1 1=0 0=0 1=1 0/0= ∞ 0'ı denklemlerinde gereği gibi kullanan herkes işlemleri sonucunda Allah'ı bulmaya mahkumdur. Bir öğrenci arkadaş olan Ali Nizamettin ile GSU yemekhanesinde 2015 kışında bu konuda konuşurken şunu demişti: "Dediklerin doğru ise YOKLUK NİMETTİR" Not: Necip Fazıl'a selam olsun. Ruhu şad olsun.

Aklın Yolu...

Resim
13 Mart 2014, 11:04 Akılla Allah aynı taraftadır, birini reddeden kafir öbürünün varlığını da reddetmek zorundadır. Düşünmekten korkan gerçekten iman edemez, gerçekten düşünense iman etmekten beri gelemez. Olanlara kızmak gücümüz varsa, bütün sorumluluğu Yaratıcı'ya atmak ya da tek taşla duvar olmayacağını bilmemize rağmen üstümüze almak bizi üzen küstahlıklardır. Haddini bilen huzura erer, bilmeyen düz yolda serseri mayın gibi bir ileri bir geri gezer. Allah'ı, bize -bu aptallıkları yapabileceğimiz yer bıraktığı için- suçlamak ne kadar doğrudur? Bence bu, Allah'ı bizi özgür bıraktığı için suçlamak kadar doğrudur.- Yalan söylemekte özgürüz. - Hırsızlık yapmakta özgürüz. - Tecavüz etmekte özgürüz. - Cana kıymakta özgürüz. - Öfkelenmekte, üzülmekte, korkmakta, kaçmakta, yanılmakta, durmakta, gitmekte... hep özgürüz. "Bunları yapmayın!" diyen kitaplar ve peygamberler haricinde Allah bize neyi zorluyor? - Sevmeyin - Düşünmeyin - İstemeyin -

Ruh kuyusu

Resim
11 Mart 2014, 09:27 Sen ki benliğimi yutan dipsiz çukursun, Çıkamam oradan bilirim seni kaçarsın, Aklımın kanatları yok ki beni uçursun, Sen, benle dolmazsan gökten başka göz yok bize.

Kesin bir şey varsa, o da her şeyin göreceliliğidir.

Resim
25 Şubat 2014, 19:22 Bunu "hiçbir şeyin kesin olmaması vs." şeklinde yeniden kurgulamak da mümkün. Gerçekten ara sıra insanların "kesinliğe" neden bu kadar ihtiyaç duyduğunu anlamak güç geliyor, bana. Bütün felsefeciler "değişmeyen tek şey değişimdir." diye ağız birliği  ederken bizim elimizde nasıl bir ilahi güç olabilir ki sabır ve değişmeyen bir şey yaratım düşünebilelim?Herhangi birinden böyle bir şey yapmasını beklemek o kişiye tanrısal bir sorumluluk yüklemek değil midir? Geri dönüp doğa bilimlerinden öğrendiklerimize bakarsak kabaca bütün evrenin boşluğa dağıldını ve hiç bir varlığın hiç bir sınıra göre hareket etmediğini hâlâ mı fark edemiyoruz? Gezegenler yıldızlar hem kendi hem birbirlerinin etrafında dönerken; temelde uzayın nerdeyse farkına bile varmadığımız dokusundan başka neyin üstünde duruyorlar? Bunlara rağmen bu kesinlik arayışı hep var. Kanımca bunun nedeni "umursamazlık" yani cahillik hastalığımız.

Allah'ın cezası, zaman...

Resim
29 Ocak 2014, 00:12 Zamandan beter ceza, Allah kimseye  kesmez, Bilmeden zamanını, yel bile olsa esmez, İster kişi, verirse de  ötesini Allah, Vermezse de, nefsinin iştahını da kesmez.

Yalan Dünya

Resim
21 Eylül 2011, 18:41 "Her canlı ölümü tadacak", Bunu bilsem de hayatı neden kucaklayamıyordum, neden hissettiklerimi açıkça söyleyemiyordum da eğilip bükülüyordum; sanki hissetmek günahmış yasakmış gibi geliyordu... Artık öylesi bile güzelmiş diyorum; Çünkü istesem de bir şeyler hissetmek çok zor geliyor bana. Sevinçlerim ufaldı gözümde; Öfkelerim de balonmuş, Havaları kaçtı söndüler... Yaşamın faniliğini çok derinden hissediyorum; O derinlikte ne cevherler arıyorum da bir türlü bulamıyorum.Bunu bilmek kimi mutlu eder bilmem,ama beni etmiyor. Bir yük bana. Her şeyin sahte olduğunu bilmek en önem verdiğim duyguları anlamsız kılıyor: Samimiyet ve dürüstlük. Faniliği bilmek; burada yapacaklarımı anlamsız kılıyor... Sonuçlar önceden belli ve değiştirilemez. Birinin kaderini bilmesi kadar keder verici bir şey olamaz, bence. Varlığını anlamsızlaştırır, bir filmi tekrar tekrar izlemek bir kitabı yeni baştan okumak, bir oyunu tekrar tekrar oynayıp bitirmek gi

Algısızlık uçurumu

Resim
15 Eylül 2011, 08:55 Küçük rüyalarla yaşayan küçük insanlardan biri yanlışlıkla başını göğe kaldırsa ve dese: "Ene el Hakk" o anı gören hiç kimse bunu içine sindiremez. Bunu diyen de sindiremez, demeyen de.Bu sözden ne anlaşılır ki?! O'na Ortak koşmaktan başka... Bu adamın taşlanması farzdır farzdır da; adam:"Bana ilk taşı en günahsızınız atsın." derse ne yaparsın ki? Yalanlarla kendine bakanlar ona taş atmak için yarışırlar, o an. Çünkü ilk taşı atan en günahsız olduğunu kanıtlamış olacaktır, sanki... Gerçi Hallac bunu bilirdi, yine de söyledi delirdi... Böyleyken dünya düşünmek olanaksız, Samimiyetle sevmek sevilmek de... Bakamıyorum gökyüzüne, kafamı döndürme kabiliyetim yok ki nasıl bakayım(!) Bakabilsem bile körüm. Bilsem de her şeyin gözün gördüğünden kulağın işittiğinden, elin dokunduğundan, dilin tattığından, burnun kokladığından... Bilmiyorum beni taştan farklı yapan şeyin ne olduğunu. Taş neden taş ki? Ben neden başkası değ